ÖYB

Dindar çevreye dair mağduriyet tekno muhafazakârlığın rant sahası için kullanılıyor

4Fırat Mollaer, Özgür Yazarlar Birliği’nde “Tekno Muhafazakârlığın Eleştirisi” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Ammar Kılıç’ın moderatörlük yaptığı ve Mollaer’in aynı başlıklı kitabından yola çıkarak ilerleyen söyleşiden kısa notlar şu şekilde:

Türkiye’de muhafazakârlığı dört dönemde ele alabiliriz.
İlk dönem kültürel muhafazakârlık olup Tanpınar, Yahya Kemal, Peyami Safa’yı bu dönemin başta gelen figürleri olarak sayabiliriz.
İkincisi soğuk savaş dönemi olup burada Amerikancılaşma, anti-komünist söylem ağırlık kazanmakta. Necip Fazıl ile Peyami Safa’yı bu dönemin önemli figürleri olarak analım.
Üçüncüsü Özal dönemi olup burada kapitalizmle olan nişanlılık evliliğe dönüşür.
Son olarak “tekno muhafazakârlık” dönemi…

Yahya Kemal’in “Ezansız Semtler”i çok önemli. Kültürel muhafazakarlık, dini toplumsal bir kurum olarak görür. Yahya Kemal, Süleymaniye’nin dinle ilişkisinden çok, estetiğini mühim görür.

2013 yılında Çamlıca Camii yapılırken “İstanbul’un marka değerini arttırdığı” söylemi tam bir “piyasacı İslam”dır. Klasiklerin “Aziz İstanbul”unu, evliyalar şehri İstanbul’u markaya dönüştürmek…

Siyaset yalnızca kültürel ikilikleri çözme değilken Türkiye’de sürekli bunun üzerinden gidiyor.

Fetih “açmak, genişletmek” anlamlarına gelen tasavvufi bir kavram iken müteahhit zihin tarafından “Fetih 1453” gibi projelerle kentsel dönüşüme indirgendi.

Fabrika bacaları ile cami minarelerinin birlikteliğinin hayalinde olan Necip Fazıl, kocaman metropolisler inşa edilmesinden yanadır.
2
Muhafazakârlık, insan aklının yetersiz olduğunu ileri sürer.

Muhazakârlığı çevrenin ideolojisi olarak okuma, kültürelci bir yorumlamadır. Bu kültürelciliğe göre merkezdeki laik-cumhuriyetçi Kemalistlerle çevredeki muhafazakâr halk arasında bir kavga vardır. Bu kültür kavgası tarihsel bloğu yeniden üretmeye yarar.
Çevreye dair mağduriyet tekno muhafazakârlığın rant sahası için kullanılmakta.

“Tekno muhafazakârlık” kavramı, muhafazakârlığı kültürelci yorumlamaya karşı bir okumadır.

Zamanında “Batının tekniğini alıp ahlakını almayalım.” diyen zihniyet, günümüzde Batının AVM’lerini alıp yanlarına da gösterişli camiiler inşa ederek işlemeye devam ediyor.

Bir ideoloji olan tekno muhafazakarlık gündelik söylemler üzerinden işliyor.

Yakın zamanda şahit olduğumuz Arapça Allah yazan rezidans, kadınlara özel AVM ve benzeri tekno muhafazakarlığı somutlayan o kadar çok malzeme var ki…

Haber: Emre Ulukaya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.