EtkinlikÖYB

Metin Kayaoğlu: Yüzü ezilenlere dönük olanlar birbirleriyle karşılaşmalı ve dostça mücadele etmeliler

Metin Kayaoğlu, İnsanlığın Faşist Kapitalist Düzenden Kurtuluşu serisinin III. programında Özgür Yazarlar Birliği‘nin konuğu oldu. Murat Muratoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı programdan notlar şu şekilde:
• Bugün ezilenler olarak göndere çekeceğiniz ve herkesi altına çağırabileceğimiz bir bayrağımız yok.
• Marx ve Engels Komünist Manifesto’nun son cümlesi olan “Dünyanın bütün işçileri birleşin” ifadesini o dönemin Komünist Birliği’nin eski sloganı olan “Tüm insanlar kardeştir.” ifadesini eleştirmek için ortaya attılar. Burjuvazi ve işçiler kardeş olamazdı. İnsanlığın kurtuluşu derken bu eleştiriyi de düşünmek gerekir.
• Dünyada ezen-ezilen ilişkisi bağlamında ezilenler lehine 3 genel kategori ortaya çıktı. Bunlar; Marksizm, İslam/İslamcılık ve Özgürlükçülük olarak sınıflandırılabilir.
o Türkiye özelinde ek olarak değerlendirilmeyi hak eden birde “Kürt Hareketi” vardır.
• 20. yüzyıla girerken devrimci hareketlerde bir iyimserlik ve zafer ruh hâli hakimdi. 20. yüzyılın sonlarına doğru ise bir yenilgi ve karamsarlık halı hâkim oldu.
o Bu yenilgi hâli, özellikle Marksizmin yenilgisi, 21. yüzyılın devrimci hareketlerinde iktidara ve politikaya soğuk bakan “özgürlükçü” bir eğilimi, politik iddiasızlığı ortaya çıkardı.
o Muhalif/Devrimci Müslüman grupları da 15 yıldır takip etmeye çalışıyorum. Bu gruplarda da politik iktidarın pek de kıymetli bir şey olmadığını, kirlettiğini ve yozlaştırdığını düşünen “özgürlükçü” eğilimin baskın olduğunu gözlemledim.
• 20. yüzyılın devrimci hareketleri, doğrudur, politik iktidarı ele geçirmeye çok odaklandı ve bunun bozulmaları da oldu. Fakat ben buna karşı “Politika ve iktidar kirletir, evet, fakat mücadeleyi politikleştirmeyen kirlenmez bile!” diyorum.
• İslam’da ve Peygamber’in pratiğinde de bu eğilime referans bulmak zor. “İktidar ve devlet kirletir, uzak duralım.” demedi Peygamber.
o Hepiniz biliyorsunuzdur, oryantalistlerce Hz. İsa “Silahsız Peygamber”; Hz. Muhammed “Silahlı Peygamber” olarak anılır.
• Ezilenlerin her zaman ezenlerden kaçıp kendi özgün dünyalarını kurmaya çalıştıkları deneyimler oldu. Bunlar dinlerde de, ideolojilerde de hep olacaktır. Fakat bunlar egemenin büyük çadırının içine kendi küçük kamp çadırlarını kurma girişimleridir. Politik olarak anlamlı olmaktan uzaktır. Bize egemen olan yine devletlerdir.
• Bugünün yüzü ezilenlere dönük İslamcı ve Marksistlerinin çoğu özgürlükçüdür.
o Anarşizm de özgürlükçülük içinde önemli bir alt grubu oluşturuyor.
• Antik Yunan’da tarihe dair iki yaklaşım vardır. Biri meşhur Heredot’tur; toplumların, kültürlerin, etnografinin tarihi gibidir diğeri de Tukidides’in daha ziyade politika ve devletlerin tarihi olan yaklaşımıdır.
o Tukidides “Politika yoksa anlatmaya değer pek bir şey de yoktur.” der.
o Tarihi ele alırken özneyi harekete geçiren varlıklandıran olarak ele almalı. Tarihimizi (ezilenlerin tarihini) kurarken hakim olma temeli üzerine kurmalıyız.
• Bir toplumsal formasyonda hâkim olma adına ne kadar şema, şekil varsa hepsinde hâkimiyet gereklidir. Temel hedef, sarılacağım ip politikleşmedir. Politik hâkimiyet tüm süreçlerde hâkim olmayı gerektirir. (Ekonomi, kültür vb.)
• İktidar kirletir ama iktidar olmadan olmaz. Kirlenmek bile önemlidir çünkü kirlenmeyen oyunu hiç oynamamıştır.
• Marksistler iktidarı öne almakta doğru yaptılar fakat ipin ucunu kaçırdılar. Devlet tek hedef değildir.
• Ben “Ezenlerin devletine karşı devlet, dinine karşı din, ideolojisine karşı ideoloji, siyasetine karşı siyaset oluşturmak zorundayız!” diyorum.
• Yüzü ezilenlere dönük Marksistler, Müslümanlar, Özgürlükçüler ve Kürtler birbirleriyle karşılaşmalı ve dostça mücadele etmeliler. İçe yoğunlaşma dışında, dış bakışma da gerekli.
• Politik örgütlenme için öneri;
o Politik Mücadele (Sokakta Olmak)
o Politik Örgütlenme
o İç yoğunlaşma ve dış ile etkileşim
• Özgürlükçülük eleştirileri;
o Yatay örgütlenme bir oksimoron, yaşayan ölü gibi bir şey. Örgüt dediğin anda hiyerarşi kuruyorsun. Dikey bir tabiatı var.
o Birey özgürleşirse toplum özgürleşir. Bu liberalizmdir.
o Dava, örgüt bireyin özgürlüğünü sınırlar.

Haber: Halil Toprak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.